Coğrafya 12 Ekstrem Olaylar

Sıra dışı Doğa Olayları (Aşırı sıcak, soğuk, fırtına, şiddetli rüzgâr, volkanizma, kuraklık, heyelan)

2007'de dünya rekor seviyede ekstrem hava olayları ile karşılaştı.BM'in hava durumu ajansı, yıl başından bu yana, dünyanın pek çok bölgesinde olağan dışı seller, ısı dalgaları, fırtınalar ve ani soğumaları içeren rekor seviyede ekstrem hava koşullarının yaşandığını açıkladı.

Dünya Meteoroloji Örgütü, ilk gözlemlerin ayrıca Ocak ve Nisan aylarındaki küresel yer yüzeyi sıcaklıklarının bu aylarda şu ana kadar kaydedilmiş en yüksek seviyelere ulaştığını gösterdiğini bildirdi.
DMÖ, küresel yer yüzeyi sıcaklıklarının Ocak ayı ortalamasından 1.89 derece ve Nisan ayı ortalamasından 1.37 derece daha sıcak olduğunu açıkladı. DMÖ'den Omar Baddour gazetecilere, yalnızca Avrupa'da Nisan sıcaklıklarının ortalamanın 4 derece üzerinde olduğunun düşünüldüğünü söyledi
Baddour ayrıca şuanki durumun, küresel ısınmanın ilerleyişini ve nedenlerini izleyen BM'nin Devletarası İklim Değişimi Paneli'nde bilim adamları tarafından sunulan daha sık yaşanacak ekstrem hava olayları tahminleriyle uyuştuğunun altına çizdi. "2007 yılının başlangıcı uç hava olayları açısından çok aktifti."

Dünya üzerindeki buzullar sürekli olarak erimekte, doğal hayati ve temiz su kaynaklarını tehdit etmektedir. Global ısınma modelinin öngördüğü üzere, sera gazlarının atmosfere salınımının bu hızla devam etmesi durumunda, kutuplarda aşırı ısınmaya yol açması kaçınılmaz olacak. Bu arada, artan okyanus sıcaklıkları da Antarktika kıyılarına büyük miktarlarda isi taşıyacak Antarktika’daki sıcaklık artısı denizdeki buzulların erimesine sebep olacak. Bu modern altyapıyı altüst etmenin yanisira pek çok ekosistemi, geleneksel yasama biçimlerini de yok edecek. Kutuplardaki erime, deniz seviyesinde büyük yükselmelere sebep olacak. Ekosistemler adaptasyon sistemlerine meydan okuyan zor bir testten geçerlerken, küçülen kar ve buz kütleleri yüzünden insanların ihtiyacı olan temiz su kaynakları da azalacak.

Dünyanın son 10 bin yıllık tarihinde, hava olayları genelde tutarlı bir çizgi izlemiştir. Ne kadar seller, kuraklıklar vs. de olsa uzun süren sakin dönemlerde birdenbire ortaya çıkan yıkıcı hava olayları nadir görülmüştür. Bugün, doğanın bu sakin ritmi bozulmuştur.
20. yüzyılda, hava felaketlerinin sıklığı çok artmıştır. 1990'lardaki hava olaylarının sonucunda meydana gelen felaketlerin sayisi 1950'dekinin dört katidir, ekonomik sonuclari ise 14 kati daha yikici olmustur.

Sert kis fırtınaları: 1970'lerin ortalarından beri, Kanada'daki sert kis fırtınalarının sayisi ikiye katlanmıştır. Modellerin öngördüğüne göre bu fırtınaların sayısında büyük artışlar olacaktır. Bu da seyahatte zorluklar, maddi hasarlar ve kaza ölümlerine sebep olacaktır.
Ani yağışlar: Amerika'da günlük aniden bastıran şiddetli yağışlar son 90 yılda %20 artış göstermiştir. Bu yağışlar ani sellere, kanalizasyon taşmalarına, erozyona, toprak kaymalarına, sonrasında ise kuraklıklara neden olmaktadır. Kanadali'larin modeline göre 50 yıl içinde, bu ani yağışların sıklığı günümüzün iki katina çıkacak ve %50 daha şiddetli hale gelecektir.

Kasirgalar: Sıcaklıklardaki artış yüzünden nemli alçak atmosfer koşulları büyük kasırgaların sıklaşmasına sebep olacaktır, Kanada'da Pine Gölü'nde oluşan ve ciddi hasarlara yol açan kasırga gibi.

Kontrol edilemeyen yangınlar: Son on yılda Kanada’nın Borsal ormanlarında çıkan yangınlar ve böceklenme iki katina çıkmıştır. Birçok faktör etkili olmasına rağmen, en büyük artış isinin yükseldiği bölgelerde görülmüştür. Devam edecek sıcaklık artısı mevsimler arası büyük farklılıklara yol açacaktır. Yıldırım düşmesinde %44'lik bir artış beklenmektedir ki bu da önümüzüdeki 59 yıl içinde orman yangınlarının %78 oranında artması demektir.
Siradisi Felaketler: Kanada'da 1998'de meydana gelen büyük buz fırtınası gelecek felaketlerin bir habercisi idi. Normal koşullarda çok sert bir fırtına sayılamayacak bu fırtınanın felaket sonucu, inanılmaz derecede uzun sürmesi ve boyutları idi. Kanada tarihindeki en büyük doğal felaket olarak 3 milyar dolar hasara yol açtı.


YARINDAN SONRA

Küresel ısınma, Buzullar eriyecek, Atmosfer değişikliği, Bitki hayvan değişikliği

Küresel ısınma:

İnsan tarafından atmosfere verilen gazların sera etkisi yaratması sonucunda, dünya atmosferi ve okyanuslarının ortalama sıcaklıklarında belirlenen artışa verilen isimdir.
50 yıldır saptanabilir duruma gelmiş ve önem kazanmıştır. Dünya'nın atmosfere yakın yüzeyinin ortalama sıcaklığı 20. yüzyılda 0.6 (± 0.2) °C artmıştır. İklim değişimi üzerindeki yaygın bilimsel görüş, "son 50 yılda sıcaklık artışının insan hayatı üzerinde fark edilebilir etkiler oluşturduğu" yönündedir.
Küresel ısınmaya, atmosferde artan sera gazlarının neden olduğu düşünülmektedir. Karbondioksit, su buharı, metan gibi bazı gazların, güneşten gelen radyasyonun bir yandan dış uzaya yansımasını önleyerek ve diğer yandan da bu radyasyondaki ısıyı soğutarak yerkürenin fazlaca ısınmasına yol açtığı ileri sürülmektedir.

Buzullar eriyecek
İngiliz Guardian gazetesinin haberine göre, Grönland ve Antarktika’da yapılan son araştırmaların sonuçları, buzul erimelerinin kaçınılmaz olduğu sonucunu ortaya koydu. Raporda, buzulların erimesi sonucu deniz seviyesinin dört ila altı metre yükseleceği kaydedildi. Uzmanlar, deniz seviyesinde bu denli bir yükselişin, Maldivler’i bir bataklık haline getireceği, Hollanda gibi ülkelerle Londra, New York ve Tokyo gibi okyanus kenarı şehirlerde de büyük su baskınlarına neden olacağı uyarısında bulundu.

Bitki ve hayvan değişikliği
BM Genel Sekreteri Ban Ki-Mun da yayınladığı mesajda,’ Biyolojik çeşitlilik daha önce görülmemiş bir hızla kaybediliyor‘ diyerek bu tehlikeye karşı hızla harekete geçmek gerektiğini vurguladı.
OSLO - Dünyada her saat 3 bitki veya hayvan türünün insan faaliyetleri yüzünden ortadan kalktığı bildirildi.
Uluslararası Biyolojik Çeşitlilik Günü dolayısıyla bilim adamları ve çevreciler, konuyla ilgili çeşitli raporlar yayınladılar. BM Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi Başkanı Ahmed Djohlaf, “Dinozorların yokolmasından beri görülen en büyük soyların tükenmesi dalgasıyla karşı karşıyayız” dedi.Djohlaf, türlerin çok hızlı bir biçimde soylarının tükendiğini belirterek, “Saatte bir 3 tür yok oluyor. Her gün 150 kadar tür kaybediliyor. Her yıl 18 bin ila 55 bin türün soyu tükenmiş oluyor. Nedeni insan faaliyetleri” dedi.
Dünya Koruma Birliği de, Avrupa’daki her 6 memeliden birinin soyunun tükenme tehlikesi içinde bulunduğunu bildirdi. Bir başka araştırmada da, küresel ısınmanın yabani patates, yerfıstığı gibi bitkilerin yüzyılın ortasına dek ortadan kaybolmasına yol açabileceği belirtildi.
Dünya Doğayı Koruma Vakfı ile Balina ve Yunus Koruma Derneği de, balina ve yunusların iklim değişimi yüzünden artan tahditle karşı karşıya olduklarını dile getirdi. BM Genel Sekreteri Ban Ki-Mun da yayınladığı mesajda, “Biyolojik çeşitlilik daha önce görülmemiş bir hızla kaybediliyor” diyerek bu tehlikeye karşı hızla harekete geçmek gerektiğini vurguladı.
Share on Google Plus

About aytek

0 yorum:

Yorum Gönder