Metafizik, Aristoteles'in "ilk felsefe" adını verdiği, "varlığın nedenlerini ve temel ilkelerini" sorguladığı kitabına verilen isimdir. Sözcük anlamı "fizik ötesi" olan metafizik, duyu organlarıyla algılanan gerçeklikle değil, varlık, tanrı, ruh, ölümsüzlük gibi felsefenin ilk ve son sorunlarıyla ilgilenir. "Var olan asıl varlığı", "ilk nedenleri ve ilkeleri", "evrenin, doğanın yapısını ve oluşumunu" konu edinir. "Ruh nedir?, "Ruhla beden arasındaki ilişkiler nelerdir?, "Ruh ölümsüz müdür? vb. soruları yanıtlamaya çalışır.
Metafiziğin ele aldığı temel problemler; varlıkla ilgili problemler (ontoloji), evrenin yapısı ve oluşumu ile ilgili problemler (kozmoloji), tanrı ve ruhla ilgili problemler olmak üzere üç grupta toplayabiliriz.
Ontolojik problemler:
Varlıkla ilgili problemlerdir. Gerçekte varlık nedir? ve temelinde ne vardır? gibi soruları içerir. Bu sorulara verilen yanıtlara bakarak iki farklı görüşten söz edebiliriz. Varlığın temelinde madde olduğunu savunan görüşe materyalizm, ide (düşünce) olduğunu savunan görüşe de idealizm denir. Materyalist görüşe göre maddenin dışında başka bir gerçeklik yoktur. Düşünme, tasarım ve ruhsal olaylar da maddenin ürünüdür. İdealist görüş ise varlığın temeline düşünceyi yerleştirir ve düşünceden bağımsız bir nesneler dünyasını yadsır.
Kozmolojik problemler:
Kozmos evren anlamına gelmektedir. Bu problemler evrenin yapısı ve oluşumu ile ilgili problemlerdir. Kozmolojik problemleri çözümlemek isteyen üç yaklaşım vardır. Bu yaklaşımlar; mekanist, teleolojik (erekbilimsel) ve teolojik (tanrıbilimsel) evren görüşlerinden oluşur. Mekanist görüşe göre, evrende olup biten her şey nedensellik ilkesine bağlı olarak mekanik bir biçimde oluşmuştur. Teleolojik görüş ise evrendeki her şeyin belirli bir plana göre ortaya çıktığını, tüm varlıkların gerçekleştirecekleri bir amaçları bulunduğunu savunur. “Teleoloji, doğanın bir amaca göre düzenlenmiş olduğunu, dünyaya bir takım ereksel nedenlere göre düzen verildiğini kabul eder.” Bu görüşün ilk temsilcilerinden olan Anaxagoras (Anaksagoras, M.Ö. 500-428) "Bir miktar balçıktan, kendiliğinden bir heykel oluşabilir mi? Kuşkusuz oluşamaz. Balçığın heykel olabilmesi için nasıl bir heykelci gerekiyorsa, düzenli bir evrenin oluşması için de bu evrende bir plana göre hareket eden bilinçli ve etkili bir gücün bulunması gerekir" diyor. Ona göre bu güç Tanrı'dır. Yalnız Anaxagoras'a göre bu tanrı yaratıcı değil, yapıcıdır. Teolojik görüşe ise, evrende var olan her şeyi, tanrı iradesinin bir sonucu olarak görür. “Dünyadaki her şeyin Tanrı tarafından, insan varlığı için, insana hizmet edecek şekilde düzenlendiği görüşüdür.” Evrendeki bütün varlıkların mümkün varlıklar olduğunu yani onların var olmaları kadar var olmamalarının da olanaklı olduğunu savunur. Var olmaması düşünülemeyecek tek varlığın, tanrı olduğunu Tanrının zorunlu varlık olduğunu ve evrenin buna göre açıklanabileceğini savunur.
Tanrı ve ruhla ilgili problemleri:
Bu sorunlara ek olarak metafizikte bir de ruhun varlığı, ruh-beden ilişkisi ve ruhun ölümsüzlüğü gibi sorunlar ele alınır. Genel olarak metafizik, insanın sorduğu ve sormaktan da kaçınmadığı, aynı zamanda da tam ve kesin bir yanıt veremediği sorulardan kaynaklanır. İnsan bugün de evrenin yapısı, ölümden sonra bir yaşamın olup olmadığını bilmek istiyor. İşte bundan dolayı metafiziğin bir devamlılığı vardır. Felsefe tarihinde her zaman var olan metafiziğe karşı çıkışlar da olmuştur. Metafiziğin konuları duyu yoluyla algılanamayan problemlerden oluşur. Karşı çıkışlar da bu noktada olmuştur. Duyu yoluyla algılanamayan bir şeyin bilinemeyeceğini savunan bazı filozoflar metafiziğe karşı çıkmışlardır. Bu karşı çıkış yeterince destek bulmamıştır. Günümüzde de metafizik varlığını sürdürmektedir. Varlığa, insanın evrendeki yerine ve değerlere ilişkin sorular var oldukça felsefe de var olacaktır.
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(
Atom
)
0 yorum:
Yorum Gönder